Kayıtlar

YAĞMUR ADAM BİR ŞEYİ ÇOK FAZLA İSTEMEYİN

Bana mı öyle geliyor, emin değilim ama sanki her yaz bir kuraklık yaşıyoruz. Sonbahar, kış ve ilkbaharda ne kadar çok yağmur yağmış olursa olsun, haberler sunucuları her yazın başında yaklaşmakta olan bir su krizini bildiriyorlar. Vergi mükellefleri olarak, politikacılarımızın bu sürekli tekrarlayan soruna bir çözüm bulmalarını talep etmek hakkımız. Ne kadar para gerekiyorsa harcayın ve çözün bunu. Herhalde şimdi oturmuş kafanızı kaşıyorsunuzdur. Başkentteki adamların su sorununu nasıl çözebileceklerini merak ediyorsunuzdur. Ben burada size sadece teoride bir çözümün var olduğunu değil, bu çözümün daha önce uygulandığını da göstereceğim. Charles Mallory Hatfield adlı adamı ele alalım. Vefatının üzerinden çok zaman geçmiş olan Charlie, teknik olarak bir plu-vikültüristti. Pluvi-kim? Ne? Bu, bilim dilinde "yağmur yağdıran" anlamına geliyor. Gerçi Hatfield "nem yükseltici" terimini tercih ediyordu. Hatfield, evimiz olarak kabul ettiğimiz bu mavi gezegene ayak basmış be

İlginç olayların anlatıldığı belgeseller

Resim
       

İlginç olayların anlatıldığı belgeseller

Resim
       

"Ayağım kırık'

  Eski Sovyetler Birliği' nde Tanrı'ya inanmayan ve her şeyin madde ile açıklanabileceğine inanan bir bilim adamı vardı. Bir gün, o kadar yaşlı olmamasına rağmen, eceli gelen bu bilim adamı oldu ve mezarına defnedilinceye kadar morga koyuldu. Bundan sonra yaşananları bilim adamının dilinden dinleyelim. "Öldükten sonra bedenimden ayrıldım ve kendimi kuş gibi hafif hissettim. Evime gittim Evde eşim ağlıyor, arkadaşlarımsa onu teselli etmeye çalışıyordu. Eşimin aslında kendisi için gözyaşı döktüğünü gördüm. İçinden 'Ben onsuz şimdi ne yapacağım?' diye düşünüyordu. "Daha sonra, ölmeden önce beni kaldırdıkları hastaneye gittim. Orada, kardeşimin yeni doğmuş bebeği vardı ve sürekli ağlıyordu. Yanına gidip ona neden ağladığını sordum. Bana 'Sol ayağımın bileği kırık. Ama bir türlü anlayamıyorlar' dedi." Sonra, bilim adamının bedenini morgdan çıkarırken, hayat belirtileri gördüler Hızla hastaneye götürdüler, uzun tedavilerden sonra bilim adamı hayat

Emir Sultan

  Emir Sultan soyu Peygamber efendimizin torunu Hz. Hüseyin e dayanır. İsmi, Muhammed bin Ali, lakabı Şemsüddîn. Ona, Buhara da doğduğu için "Muhammed Buhari", Seyyid olduğu için "Emir Buhari", Yıldırım Bayezit Han’ın damadı olduktan sonra da "Emir Sultan" denilmiştir. Muhammed Şemseddin babasının ölümünden sonra kendi ifadesine göre bir gece Rüyasında Medine ye gitmesi ve ceddi Hz. Muhammed as. ziyaret etmesi söylenir. Yapı itibariyle yalnız ve sakin yaşamayı arzu eden Muhammed Şemseddin bir süre kararsız kalır. Belki de bu rüya, o kararsızlığının sonucu oluyor ki, kendi kendine ömrünün sonuna dek Medine de kalmayı ve ölünce de Hz. Peygamber in kabri yakınlarında bir yere gömülmeyi düşünür. İşte bu düşünce ile genç yaşta Buhara’dan Hac için kalkan bir ticaret kervanına katılır. Mekke yolu İran’dan geçiyor. Tehlikelerle dolu bir yol. Soygun ve ölüm kol geziyor. Hele de Arap yarımadasını İran a bağlayan geçit tam bir ölüm vadisidir. Bu kadar tehli

Kurt adamlar efsanesi

Kurt adamlar efsanesi Vahşi kurtlara dönüşen insanlara ilişkin söylentiler yüzyıllardır dilden dile dolaşıyor. Bu söylentiler acaba nereden kaynaklanıyor. Bunlar bir batıl inanç mı? bir psikolojik hastalık mı? yoksa geçmiş zamanlarda yaşanan fakat zamanla kaybolmuş bazı efsanelerden mi ibaret? Kurt adam söylence leri Ardında yatan ne? 19. yüzyılın ortalarına doğru, Polonya'da Cracow ve Varşova'dan akıp geçen Vistula Irmağının yeşerttiği, tablo güzelliğinde bir Tepe'de mutlu bir kalabalık eğleniyordu. Genç insanlardan oluşan topluluk müzik, dans ve şarkılarla hasat Festivalini kutluyorlardı. Herkes gönlünce eğleniyordu. Eğlencenin tam ortasında insanın kanını donduran bir çığlık sesi duyuldu. Herkes eğlenceyi bırakarak çığlık sesinin geldiği yöne doğru koştu. karşılaştıkları korkunç manzara ise; kocaman bir kurt bir kızı yakalamış sürüklüyordu. Bu kız Kısa bir süre önce nişanlanmıştı. Nişanlısı görünürler de yoktu. Cesur bir genç kurdun peşine düşüp t

Belgeseller