Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gizlice gömülen Tanrı: Ohio yılanı

Gizlice gömülen Tanrı: Ohio yılanı Avrupa'dan Kuzey Amerika'ya göçenler Batıya doğru yayıldılar. Irmak boylarında ovalara ve ağaçlıklı bölgelere yerleştiler. Bu yayılma sırasında daha önceden yok olmuş yoğun nüfuslu güçlü uygarlıklar izleri ile karşılaştılar. Özellikle büyük Mississippi, Miami ve Ohio ırmakların üzerindeki yükseltiler de çok sayıda kalıntı bulundu... Bu kalıntılar Toprak tepecikler, höyükler ve çiftlerdi. Binlerce dönümlük arazinin Her yanına yayılmışlardı. St. Louis dekiler gibi yapay Tepelerin üzerinde tapınaklar vardı.. Bunlardan biri ilk Fransız sömürgecileri tarafından Natchez'de bulundu. Burada Hala yerel bir Kızılderili Kabilesi yaşıyordu. Halk, Tepedeki tapınaklardan yönetiliyordu. Kral kutsaldı, büyük gücü vardı. Çevresindeki görevliler gücün tükenmemesi için onun toprakla temas etmemesini sağlıyordu. On dokuzuncu yüzyılın başında göçmenler Mississippi Irmağının yukarısında ve ötesinde yer alan Kızılderili topraklarına sızdılar. Kuz

Anlaşılamayan Yapı donuk Kaya

Anlaşılamayan Yapı donuk Kaya Anadolu'nun sakladığı Gizemler saymakla bitmiyor. Bazıları ise hiç ortaya çıkarılmamış durumda. Tarsus'ta bulunan Donuk Kaya Bunlardan biri. İddialara göre, Donuk kaya yeraltına açılan kapılardan biri ve buradan Yedi Uyuyanlar Mağarasının çıkılıyor. Sicilyalı Diodoros, M.Ö.50 yılında yazdığı “Evrensel tarihi” adlı kitabında, kuzey rüzgârının estiği noktanın ötesinde yer alan bir adadan söz ediyor: " …bu adada yaşayanların kutsal ve görkemli bir yerleri vardı.  bu kutsal tapınak Güneş Tanrısı Apollon'a adanmıştı ve daire biçimindeydi. Ay tanrısı her 19 yılda bir bu adayı ziyaret ediyor, Bu süre içerisinde Yıldızlar yeniden eski yerlerine dönüyorlardı. Tapınak, gökyüzü ile yeryüzü arasında ilişkiyi sağlayan bir kapı bir geçit işlevi görüyordu." Diodoros ‘un yazdığı bu bilgilerin kaynağı, M.Ö.4. Yüzyılda yaşayan uzak kuzeyliler adında bir kitap yazan Yunanlı tarihçi Hekataios' du. Ayrıca İskenderiye’den Mısır'ın kutsal Ken

Lemurya bir masal mı?

Lemurya bir masal mı? Dünyanın bilinen tarihinin sanıldığından çok daha eski olduğu öne sürülüyor. Sözgelimi, Lemurya adı verilen bir diğer kayıp uygarlığın, yaklaşık 40 milyon yıl önce yeryüzünden silindiği iddia ediliyor. Tarih bilimi yanılıyor mu yoksa tüm bunlar masaldan mı ibaret? Tüm kayıp kıta efsaneleri arasında en İnanılmaz gibi görüneni, Lemurya’nın öyküsüdür. Öykü'nün kaynağı 19. yüzyıl bilginleri tarafından ortaya atılan bazı tezlere dayanıyor. Doğa bilginleri Hint Okyanusu'nun çevresindeki ülkelerde Lemur adlı bir maymun türü keşfetmişlerdi. Ama ortada açıklanamayan bir durum vardı. Bu ülkeler birbirlerinden binlerce kilometre uzaktaydılar Üstelik Madagaskar’la Hindistan arasında olduğu gibi ülkeler arasında uçsuz bucaksız bir Okyanus uzanıyordu. Bu kadar küçük bir hayvanın Okyanusu yüzerek aşması mümkün olamayacağına göre geriye tek olasılık kalıyordu: Bir zamanlar lemur maymunları, bugün yaşadığı ülkeleri kapsayacak genişlikte bir kıta üzerinde yaşa

Marie Antoinette ile karşılaştık

 Marie Antoinette ile karşılaştık  1901 yılında Versay Sarayı gezen iki kadın farkında olmadan 18 yüzyılda Fransa kraliçesi olan Marie Antoinette' nin yaşadığı Çağa gittiler ve bir süre orada yaşadılar. Aşağıdaki yazı “Trianon Serüveni” diye bilinen bu karmaşık olayı anlatıyor.  1901 yılını sıcak bir ağustos günü ikindi zamanıydı. Orta yaşlı iki bayan öğretmen, anne Moberley ve Eleanur Jourdain, yıllık izinlerini geçirmek için Paris’e gelmişlerdi. Bu arada ünlü Versay Sarayı'na da ilk defa geleceklerdi her iki öğretmen ile tarihi ile ilgili bilgiler ve her ikisini de akademik kariyeri vardı Moberley, Oxford ta ki St. Hugh Koleji’nin müdüre si arkadaşı ise, whaford daki bir kız Okulu'nun boş öğretmeniydi. Son derece bilinçli ve aklı başında olan öğretmenlerin başına gelen inanılmaz olayı uydurmaları ya da hayale kapılmaları söz konusu bile olamazdı.  O gün bütün Sanayi Gezdiler ve dinlenmek üzere galeri des Glaces'de bir süre oturdular. Pencere açık ve dışarı

Belgeseller